9078,43%-1,59
38,57% 0,35
43,50% 0,12
4015,86% 0,34
6483,07% 0,00
“Depreme karşı yapılaşma öncelik olmalı, siyasi tartışmalar değil”
İl Başkanı Demir konuşmasının başında İstanbul merkezli depremin etkilediği illere geçmiş olsun dileklerini ileterek, hükümeti ve belediyeleri olası büyük depremlere karşı kentsel dönüşüm konusunda acilen harekete geçmeye çağırdı. Demir, “Cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmalarını bir kenara bırakıp, deprem riskine karşı güçlü yapılar inşa etmeye odaklanmak gerekir. Bugün büyükşehirlerde yaşanan hazırlıksızlık sadece merkezi hükümetin değil, yerel yönetimlerin de sorumluluğudur. Kimse bu sorumluluktan kaçamaz” ifadelerini kullandı.
“Cumhurbaşkanı sadece sorunu tarif ediyor, çözüm üretmiyor”
Açıklamanın devamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son günlerde dile getirdiği, “Anadolu’da nüfus azalıyor, gençler evlenmiyor, çocuk yapmıyor” sözlerine değinen Demir, bu ifadelerin sadece sorunun tanımı olduğunu belirterek, esas nedenlerin üzerinin örtüldüğünü söyledi.
“Evet, Sayın Cumhurbaşkanı doğru söylüyor ama lafın yarısını söylüyor. Gençler neden evlenmiyor? Çünkü ekonomik gerçekler ortada. 3+1 dairenin kirası büyük şehirlerde asgari ücretin iki katı. Gençler lüks için değil, çaresizlikten 1+1 evlerde yaşıyor. Düğün yapmak, ev kurmak, çocuk büyütmek neredeyse imkânsız hale geldi.”
Demir, mevcut ekonomik sistemin gençleri evliliğe değil, yalnızlığa zorladığını vurgulayarak, “Üniversite mezunları işsiz, iş bulanlar da asgari ücrete mahkûm. Bir evin mutfak masrafını bile karşılamakta zorlanan gençler evlilikten korkuyor. Çünkü mutluluk kapısı olması gereken evlilik, artık borç kapısı oldu” dedi.
“Süresiz nafaka, aile yapısını tehdit ediyor”
Yeniden Refah Partisi İl Başkanı İsmail Demir, aile kuramamanın yalnızca ekonomik nedenlerle sınırlı olmadığını belirterek, süresiz nafaka uygulamasını da eleştirdi. Bu konuda TBMM’ye verdikleri yasa teklifine dikkat çeken Demir, şu açıklamalarda bulundu:
“Bir yıl evli kalıp bir ömür nafaka ödemek adalet değildir. Bu sistem boşanmış çiftleri ömür boyu süren bir kavgaya hapsediyor. Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesindeki ‘süresiz nafaka’ ifadesinin kaldırılması gerektiğini söylüyoruz. Bu sistem yüzünden nafaka yükümlüsü, sürekli artırım davalarıyla psikolojik ve ekonomik olarak çökertiliyor. Gençler evlenmeye cesaret edemiyor.”
Demir, aile kurumunu korumanın yolunun, sadece sembolik söylemler değil, yapısal adımlar atmaktan geçtiğini belirtti: “Eğer gerçekten aile yapısını savunuyorsanız, önce bu zulme son verin. Gençlerin geçim derdini çözün, kiraları düşürün, temel gıdayı ulaşılabilir kılın. Lafla aile korunmaz.”
“Çiftçi toprağını bırakıyor, iktidar seyrediyor”
İsmail Demir’in açıklamasında en çok vurgulanan başlıklardan biri de son dönemde yaşanan zirai don felaketi ve buna bağlı olarak çiftçinin yaşadığı mağduriyet oldu. Demir, Türkiye’nin dört bir yanında tarım üreticilerinin “ne ekeceğiz, ne yiyeceğiz?” sorusunu sorduğunu ifade ederek, hükümetin bu sesi duymadığını savundu.
“Tarihimizin en büyük zirai don felaketlerinden birini yaşadık. Çiftçi perişan, ama iktidar sessiz. Bütçenin ilk üç ayında çiftçiye verilen destek sadece 43,6 milyar lira. Aynı dönemde faize ödenen para 463,9 milyar lira. Çiftçiye 1 lira, faize 11 lira!”
“Tarım bir güvenlik meselesidir, köylü yeniden milletin efendisi olmalıdır”
Demir, tarım desteklerinin yetersiz olduğunu belirterek şu talepleri sıraladı:
Tarım sigortası desteği yaygınlaştırılmalı.
Mazot, gübre ve alan bazlı destekler artırılmalı, KDV kaldırılmalı.
Fark ödemesi destekleri göstermelik olmaktan çıkarılmalı.
Tarımda sürdürülebilirliğin sağlanması için çiftçiye doğrudan ve etkili kaynak aktarımı yapılmalı.
“Köylü toprağından çekilirse bu millet ne yiyecek? İthal mercimeğe mi güveneceğiz, ithal nohuda mı? Tarım bir milli güvenlik meselesidir. Toprağı olmayanın vatanı olmaz. Biz iktidara geldiğimizde kaynakları faiz lobilerine değil, çiftçimize aktaracağız.”
“Yeniden Refah çözüm için hazır”
Yeniden Refah Partisi Adıyaman İl Başkanı İsmail Demir, gençlerin aile kuramaması, nafaka zulmü ve çiftçinin yaşadığı sorunların temelinde adaletsiz ve üretimden uzak bir ekonomik sistemin yattığını belirterek sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu sistem değişmeden hiçbir şey değişmez. Biz laf değil, çözüm üretiyoruz. Yirmi üç yıldır umutları tüketen iktidar yerine, adaleti önceleyen, üretime dayalı, ahlaklı bir yönetim anlayışı getirmek için hazırız. Bu millet artık Yeniden Refah’ı istiyor. Allah milletimizin yardımcısı olsun.”
