9312,13%-0,10
38,27% 0,04
43,40% -0,65
4039,46% -2,22
6690,48% -2,29
“Bunlar Büyük Deprem Değil, Ama Kırılmaya Zorluyor”
İstanbul’da 6.2 büyüklüğünde meydana gelen depremin ardından değerlendirmelerde bulunan Görür, Marmara’da halen beklenen büyük depremin gerçekleşmediğini vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:
“İstanbul’da Marmara Denizi’nde, Kumburgaz Fayı üzerinde çok sayıda deprem oluyor. Farklı büyüklüklerde. Ama şunu net söylemek gerekir: Bunlar Marmara’da beklediğimiz büyük deprem değil. Ancak bu depremler, fayın biriktirdiği stresi artırıyor. Yani fayın kırılmasına zorluyor. Asıl beklenen deprem, 7’nin üzerinde olacak.”
“Deprem, deprem olduğu zaman değil, olmadığı zaman konuşulmalı”
Depreme karşı toplumsal farkındalık ve hazırlık çağrısını yineleyen Görür, afetin gündeme ancak yaşandığında gelmesinin yanlışlığına dikkat çekti: “Deprem deprem olduğu zaman konuşulmayacak kadar önemli bir konudur. Depremin olmadığı zamanlarda konuşup önlem almak gerekir. Bu konuda başta hükümet olmak üzere, belediyeler ve halk el ele vererek kenti depreme hazırlamalı.”
“Kentsel dönüşüm başka, deprem dirençli kent başka”
Sadece bina yapmakla deprem riskinin önlenemeyeceğini ifade eden Görür, “Kentsel dönüşüm, bina yapmak demek değildir. Depreme dirençli kent, bambaşka bir şeydir. Yapılması gereken, bir bütün olarak altyapıdan ulaşım planlamasına, sağlık hizmetlerinden sosyal dayanışma ağlarına kadar şehrin tüm bileşenlerinin afetlere karşı hazırlıklı hale getirilmesidir.” dedi.
“Halk denetim sorumluluğunu üstlenmeli”
Açıklamasının sonunda vatandaşlara da çağrıda bulunan Prof. Dr. Naci Görür, halkın artık süreci yalnızca izlememesi gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Artık gerekeni halk yapmalıdır. Yapacağı en önemli şey gözetim ve denetimdir. Vatandaş olarak yapıların güvenliğini, yerel yönetimlerin uygulamalarını, merkezi idarenin projelerini dikkatle takip etmek ve denetlemek zorundayız.”