Depremlerden etkilenen vatandaşlardan gelen talepler ve yapılan incelemelerle Plansız Alanlar İmar Yönetmeliğine geçici bir madde eklenerek konutların yerinde yeniden yapılmasına ilişkin birtakım kolaylıklar getirildiğini kaydeden Özhan, düzenlemeyle konut ihtiyacının en hızlı şekilde karşılanmasının hedeflendiğini dile getirdi.
Düzenlenmeyle depremin yaralarının bir nebze de olsa sarılacağını kaydeden Özhan, şöyle devam etti: "Düzenleme yaşanılan deprem afeti nedeniyle oluşan yaraların bir nebze de olsa sarılması, barınma ihtiyacının bir düzen içinde en hızlı şekilde karşılanması ve köylerde komşuluk ilişkilerinin sürdürülmesinin temini maksadıyla yalnızca köy ve kırsal yerleşik alanlarla sınırlı tutuldu. Bölgede tarımsal faaliyetlerin olumsuz etkilenmemesi yönünde hassasiyet gösterilerek iskân dışı tarım alanları kapsama dâhil edilmedi. Bunun yanı sıra düzenlemede yer alanlar dışındaki kat adedi, bina yükseklikleri vb. yapılaşma şartlarının ise çevre düzeni planı ve Yönetmelikte belirlenen diğer hususlara uygun şekilde sürdürülmesi öngörüldü.” dedi.
Yerel yönetimlere görev verildi
Düzenlemeyle köy yerinde yaşanan yapılaşma sorununun daha kolay çözüleceğini vurgulayan Özhan, şu bilgileri verdi: Köy yerleşik alanlarında konutlarını yerinde dönüştürecek vatandaşlarımızın parsel boyut ve geometrileri ile hâlihazırda mevcut yapılaşma nedeniyle yaşadıkları sorunlara çözüm sağlamak üzere; Parsellerin yol cepheleri dâhil olmak üzere sınırlarında en az 1.50 metre, parsel içindeki binalar arasında ise en az 3.00 metre çekme mesafesi bırakılarak yapılaşmaya imkân tanındı.
Belirtilen çekme mesafelerinin dahi sağlanamadığı durumlarda parsel sınırları içinde kalmak kaydı ile yapıların afetten önceki durumuna göre çekme mesafelerinin ilgili idarece belirlenebilmesi yönünde yerel yönetimlere (belediyeler ve il özel idareleri) yetki verildi.
Bu parsellerde yapı sayısı sınırlaması depremler öncesi bina sayısını aşmamak kaydıyla serbest bırakıldı. Parsellerde yapılaşma yoğunluğunun önüne geçmek ve bahçe, otopark gibi kullanımlara yer bırakmak adına yapılacak yapıların parsel zemininde kaplayabileceği oturum alanı en fazla parselin % 60’ı olarak belirlendi.
Köy ve kırsal yerleşik alanlar ve civarının tespiti yapılırken taşkın, heyelan, çığ ve kaya düşmesi gibi afet riski olanlar ile dere yatağı ve sıhhi-jeolojik açıdan üzerinde yapı yapılmasında mahzur bulunan alanların dışarıda bırakılması sağlanarak, kırsal yerleşimlerin de afete dirençli olması sağlandı. Madde kapsamındaki uygulamalardan yararlanılabilmesi için vatandaşların başvurularını 31 Aralık 2026 tarihine kadar ilgili idarelere yapmaları gerekmektedir.”
