11036,82%-0,78
42,44% 0,00
49,53% 0,33
5757,12% 0,22
9320,33% -0,07
Adıyaman'da, 25 Kasım - 10 Aralık tarihleri arasında yürütülen Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 16 Günlük Aktivizm çalışmaları kapsamında "Birlikte Güçlüyüz: Kadınlara Yönelik Dijital Şiddete Noktayı Koy" sloganıyla "Kadınlar Nerede?" paneli düzenlendi. Panelde akademisyenler, sivil toplum temsilcileri ve girişimci kadınlar, kadınların karar mekanizmalarında hâlâ geri planda kaldığını ve güçlenmenin ancak dayanışmayla mümkün olduğunu vurguladı.

Abdülhamit Han Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen panelin moderatörlüğünü İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ezgi Kovancı üstlendi. Panelde, Adıyaman Kadın Sorunları Araştırma ve Çözüm Derneği Başkan Yardımcısı ve Adıyaman Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Songül Yorulmaz, Adıyaman Genç Kuşak Girişimci Kadınlar ve İstihdam Derneği (AKİD) Başkanı Birsen Günay, Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odası(ATSO) Meclis Başkan Yardımcısı ve Adıyaman Kültürel ve Ekonomik Kalkındırma Derneği (AKEK) Kurucu Başkanı Dilvin Şirvan Toprak, Ayla Arpacı, Adıyaman Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı Av. Fatma Uçar Gündüz konuşmacı olarak yer aldı.

Panelin açılış konuşmasını yapan Adıyaman Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürü Fadime Ayaz, kadına yönelik şiddetin toplumun bütün kesimlerini derinden etkileyen bir sorun olduğunu vurgulayarak, "Kadına yönelik şiddet sadece bireysel bir acı değil, toplumuzun huzurunu, güvenliğini ve geleceğini tehdit eden ciddi bir insan hakkı ihlalidir. Şiddetin hiçbir bahanesi olamaz. Hiçbir kadın yalnız değildir, olmamalıdır. Adıyaman Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü olarak kadınlarımızın hem fiziksel hem ruhsal alanda güvende olduğu bir şehir oluşturmak hem de ekonomik, sosyal, hukuki desteklere kolayca ulaşabilmelerini sağlamaktır" dedi.

"Üniversitelerde Kadın Sayısı Artsa da Karar Mekanizmalarında Gerideyiz"
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ezgi Kovancı, kadınların eğitim ve istihdamdaki görünürlüğüne dikkat çekerek, "Güçlenmek, birbirimizle dayanışma içinde olmak, her birinizin fikrini almak bizim için çok önemli. Uzman konuşmacılarınız var ve bugünün sonunda da farkındalık yaratmayı amaçlıyoruz. Panelin sonunda konuşulanları bir politika raporu haline getirip ilgili yerlere de sunalım istiyoruz. Türkiye'de 214 tane üniversite var sadece ve 16 tane kadın rektörümüz var. '16 tane kadın rektörün 11'i özel üniversitede' dersem Türkiye'nin bir profilini de size çizmiş olurum diye düşünüyorum. Yükseköğretimde kadın üniversite öğrencileri yüzde 51 oranında ama dediğimiz alanlarda maalesef yoğunlaşamıyorlar. Daha çok meslek edinme ya da bizim evde bakım yükü alabilecekleri alanlara yerleşmek ve oralarda okullaşmak zorunda kalıyorlar. Akademide kadın öğretim üyesi oranı yüzde 46'larda seyrediyor ama dediğim gibi üst yönetime çıktıkça akademik kararlara yön verme noktasında, kadınlar hala daha geri planda durumundalar. Kadınların maalesef iş gücünde de çok ciddi düşük bir katılım oranı var. Çünkü bakım yükleri çok fazla. Evde çocuğuyla, eşiyle ilgilenmek zorunda" ifadelerine yer verdi.

"Eğitim Ülkenin Fotoğrafını Ortaya Koyar"
Adıyaman Kadın Sorunları Araştırma ve Çözüm Derneği Başkan Yardımcısı ve Adıyaman Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Songül Yorulmaz, eğitimci kimliğiyle deneyimlerini paylaşarak, Türkiye'nin birçok ilinde görev yaptığını vurguladı. Yorulmaz, "15 yıl öğretmenlik yaptım Türkiye'nin çeşitli illerinde. 8 yıl da kurum idareciliği ve kampüs idareciliği yaptım. Uzun yıllar eğitime ve eğitimin içinde olan biri olarak, ki çalıştığım şeyleri özellikle ifade etmek istiyorum, Türkiye'nin fotoğrafını çekmişim aslında ben bu 23 yıl boyunca. Hakkari, Yalova, Koceli, Bursa, Şanlıurfa, Adıyaman, Bartın, Adana'da çalıştım. Yani Türkiye'nin bir fotoğrafını çektim ben yıllar içerisinde. Eğitim, ülkenin en büyük sorunlarından bir tanesi. Hatta temel sorunlarından bir tanesi. Buradan yola çıkarak hayatımızın her aşamasına geliyoruz. Öğretmenimiz, hemşiremiz, doktorumuz, avukatımız, ev hanımımız, şoförümüz... Her bir yöreden, her alandan, her kitleden insanın geçtiği temeller 'eğitim'. Bazen kreşe 2 yaşında başlıyoruz. Bazen 5 yaşında başlıyoruz. Ve bu yaklaşık 24 yaşına kadar devam ediyor. Bu süreç içerisinde aldığınız eğitim aynı zamanda içinde yaşadığınız toplumu ve ülkeyi yansıtıyor. Siz ne kadar iyi bir eğitimden geçtiyseniz, içinde bulunduğunuz topluma ve ülkeye o kadar katkı sunuyorsunuz ya da zarar veriyorsunuz. Bu nedenle eğitim gerçekten bir ülkenin, bir toplumun onurlanmasını oluşturuyor" dedi.

"Adıyaman'da Kadın Girişimcileri Çoğaltacağız"
Adıyaman Genç Kuşak Girişimci Kadınlar ve İstihdam Derneği (AKİD) Başkanı Birsen Günay, iş hayatındaki yolculuğunu aktararak, "Adıyaman'da ilk sürücü kursunu açtım. Daha sonra Adıyaman'da kreş yoktu, anneler çok zor durumdaydı. Anket yaparak, ilk özel kreşi de açtık. Ardından kadının en çok zorlandığı bir meslek olan kargo şirketinin temsilciliğini yaptım v kargo şirketinden de emekli oldum. Ve halen de iş insanı olarak devam etmekteyim. Ve dernek olarak da 'bir dernek kuralım, kadın girişimciler derneği kuralım' dedik ve Güneydoğu'da kadın olarak çok zor bir durumda olmamıza rağmen derneğimizi 2012 yılında kurduk. Gençlerle ilgili, engellilerle ilgili, dezavantajlı bireylerle ilgili kadınların olduğu birçok alanda çalışıyoruz. Bunun da yanında Adıyaman'daki girişimci sayısını ve istihbarat sayısını da kadınlar için arttıracağız" ifadelerini kullandı.

"Adıyaman'ı Ayağa Kaldıracak Olan Yine Kadınların Gücüdür"
Adıyaman'ı ayağa kaldıracak en büyük dinamizmin kadınlar olduğunun altını çizen Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odası(ATSO) Meclis Başkan Yardımcısı ve Adıyaman Kültürel ve Ekonomik Kalkındırma Derneği (AKEK) Kurucu Başkanı Dilvin Şirvan Toprak, "Bir Adıyamanlı olarak Adana'da doğup büyüdüm ama bundan 7-8 yıl önce Adıyaman'ın gurbette büyüyen bir çocuğu olarak o yüzden de memleketime geldim. Bir iş markası bayiliği açtım. Bir yıl sonra baktım ki işler kesat. 'Ne yapabiliriz, dedim. 'Bu şehri kaldırmak için bir dernek kuralım. Derneğimizin adı da Adıyaman'ın Kültürel ve Ekonomik Kalkındırma Derneği olsun' diye düşündük. Ama ne yazık ki Allah bizi birçok şeyle sınadığı gibi iki yıl pandemi, üç yıldır da depremle beraber derneğimizin çok daha aktif olması gerekirken biraz geride durdum. Şu anda da üç yıldır, Ekim 2022'de Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odası'nda seçilen tek kadın meclis üyesiyim ve ilk meclis başkan vekiliyim. Seçime ilk girdiğim zamanlarda, 'biz sana ilk koltuk sırasını veriyoruz, orada otur, bizi dinle, bizi bekle' dediler. Ben de 'ben oturmaya gelmedim. ben memleketim için bir şeyler yapmaya geldim' dedim. Ve bu sene de Adıyaman Kentli Kadınlar Platformu adı altında, Adıyaman'ın cevval, güçlü, akıllı kadınlarını bir araya toplayarak, Adıyaman'ı ayağa kaldıracak olanın yine kadının gücü olduğuna inanarak bir harekete başladık. Bu harekete hepiniz dahilsiniz. Çünkü ben inanıyorum, biz kadınlar bir elimizle beşiği bir elimizle de dünyayı sallayabiliriz. Hep beraber çok güzel şeyleri imza atacağımızı düşünüyorum. İnşallah bugün de bir başlangıç olur diyorum. Bize topuklu ayakkabı giyme alışkanlığını erkek egemen kültür öğretmiş. Çünkü biz her yere çok rahat yetişebilen, koşabilen, dağa taşa tırmanabilen, yaratılan ikinci nesil insanız. Topuklu ayakkabı giysek de biz çocuğumuza da yetişiyoruz, işimize de yetişiyoruz, evimize de yetişiyoruz" dedi.

Doğu bölgelerinde kadınların dezavantajlı konumuna değinen Toprak, "Ben her şeyden önce bir kadınım. Kadın olmaktan önce insanım. Sonra kadın, sonra eş, sonra anne, sonra evladım. Biz kendi değerimizi bilirsek eğer karşımızdaki eşimiz, babamız, ailemiz, iş arkadaşlarımız ya da siyasi koltuk paylaştığımız insanlar da bize o değeri verme zorunluluğu hissedecektir. Ama bizde nedir? Hep ikinci sınıf vatandaş. Doğu'da biz 3-0 geriden doğup geliyoruz. Yani kadın olarak 1-0, Doğu'da kadın olarak 2-0, iş hayatında 3,4,5-0 gerideyiz. Bu sıfırları kendimizi birey olarak tam oturttuğumuzda biliyorsunuz milyarlarca rakamla bir değer belde ederiz. Şu anda da bence Adıyaman gerçekten kadın iş gücü anlamında güzel bir yerde. Eminim, hepimiz resmi bir kurumda ya da kendi işi olmayanlar bile evde bir şeyleri üretme hevesinde ve becerisinde. Adıyaman'da evet mutlaka ikinci sınıf vatandaş etkisi gösteren ya da geri kapanan zihniyetler de vardır. Yani Adıyaman'ın Adana'dan çok geri kalmadığını görüyorum. O yüzden de mutluyum, memnunum. Son dönem için. Ama tabi deprem ve pandemi bizi haklı olarak birkaç adım geriye attı. Dediğim gibi hep beraber çok güzel şeyleri imzalayacağız. Lütfen 'kadının kadının yurdu olduğunu' şiar edelim ve birbirimize destek olalım" ifadelerine yer verdi.

"Siyasette Kadın Olarak Görünür Olmak Zor ama Mücadeleye Devam Edeceğiz"
30 yıldır Adıyaman'da yaşayan ve Altınşehir Mahellesi'nde 3 dönem üst üste muhtar adayı olan Ayla Arpacı, siyasi yolculuğunu paylaşarak, "Biz kadınlar olarak kadınların siyasi gücünü göstermek istiyorum. Aslen Hataylıyım ama 30 yıldır Adıyamanlıların geliniyim. Dört çocuk annesiyim. Çocuklarımla beraber okudum, onlarla beraber okula gittim. Bu vesileyle gücüme güç kattıkça İnsan Hakları Kurumu Başkanlığı'na seçildim. Orada da gücüme güç kattıkça 'ben neden kadın olarak kendimi göstermeyeyim' diyerek, tekrar Altınşehir'de bir ilk olarak muhtar adayı olmak istedim. Ama gücümün tabii ki yetmediği yerler de olabiliyormuş. Kendimi üç yıl, üç dönem çok güzel bir şekilde gösterdim. Güzel oylar, güzel sayılar aldım ama maalesef siyasetin biraz daha zor olduğunu gördüm ama kadın olarak bunun geleceğine inanıyorum ve bir dönem daha ilerleyeceğim. Kadınlar gerçekten her yerde bulunmalı. Ama tabii ki emeğimizi görmek isteyenlere de göstermemiz gerekiyor. Biz saklandıkça emeklerimiz görünmeyecek, biz kendimizi ifade etmedikçe emeklerimiz görünmeyecek. Her konuda her şeyi yapmak istiyoruz. İlerledikçe her şeyin daha güzel olacağını da biliyoruz. Kadın olarak her şeyi yapmak istiyorum. İnşallah en güzel şekilde bir yerlere gelmek nasip olur bize" dedi.

"Deprem Sonrası İhbarlar Arttı, Kadınlar Bilgiye Ulaşamıyor"
Adıyaman Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı Fatma Uçar Gündüz ise, deprem sürecinde kadınların karşılaştığı sorunlara dikkat çekerek, "Deprem sürecinde gitmediğimiz konteyner kalmadı ya da yardım isteyip de dokunmadığımız kadın belki kalmamıştır. Biz elimizden geldiğince kadınlarımıza yardım ettik, destek olduk. Daha fazla destek olmaya çalışacağız. Depremden sonra, yani depremden bir ay sonra diyebilirim, biz çalışmalara başladık. Çünkü sürekli ihbarlar gelmeye başladı. İşte kadınlar konteyner kentte cinsel saldırıya uğruyor, çocuklar istismara maruz kalıyordu. Kadınlar nereye ve nasıl ulaşmaları gerektiğini bilmiyorlar. Zaten bizim ilimizin aslında en büyük sıkıntılarından biri, bilgi eksikliği. Maalesef kadınlarımızda da bu çok fazla var. Biz depremden önce her zaman 'Kadın Hakları Merkezi olarak, mahallelere giderek, kadınlarımızı muhtarlar aracılığıyla çağıralım, gelin size bir bilgilendirme oturumu yapacağız, kendinizi 1-2 saat dinleyin vs.' diyorduk. Ama bu konuda somut bilgilendirme gerçekleştiremedik. Çünkü hem bir destek yok açıkçası hem de kadınlar, 'ocakta yemeğim var, çocuğum okuldan gelecek' diyordu. Ama konteyner kentlere ve çadırları aslında geçildikten sonra aile hayatı kalmadı" dedi.

Kaynak : PERRE