Bildiğimiz üzere, ülkemiz 15 Temmuz tarihinde silahlı kuvvetlerin içerine yerleştirilmiş bazı hainlerin darbe girişimine maruz kaldı. Görünüşte bir darbe, özünde ise bir işgal hareketi olan bu kirli senaryoları feraset sahibi halkımız, Allah’ın da vermiş olduğu güç ve kudretle bertaraf etti.
Başarılı olması durumunda oluşacak senaryoları hayal etmek dahi ürkütücü. Tabi halkımız bu uğurda bedeller ödedi. 248 vatan evladı şehit, 2193 kişi de gazi oldu. O gün sokağa çıkan her insan vatanına sahip çıkmanın bedelleri olduğunu biliyordu. Çünkü bu halk 1960’ları, 1980’leri 28 Şubatları, çeşitli darbe girişimlerinin ve müdahalelerin ülkemizin başına neler getirdiğini çok iyi biliyordu.
Evet, darbeci de bu girişimin çoğunlukla getirisi olduğunu çok iyi hesaplamıştı.
Delikanlım, işaret aldığın gün atandan
Yürüyeceksin … Millet yürüyecek arkandan !
Dizelerinde şairin dediği gibi bu halk işaret aldığı ilk andan itibaren tapınakçılara, köleleşmiş zihinlere karşı dimdik durdu. Gözünü kan, kin ve nefret bürümüş münafıklara fırsat vermedi.
Darbe, mevcut iktidarı devirme araçlarından sadece bir tanesidir. Belki de en son başvurulan yöntemdir. Bunun öncesinde birçok yolu deneyen, akletmekden yoksun koca koca bedenler, son çare olarak darbeyi tercih ettiler.
Darbe girişiminden sonra gerek ekonomik anlamda, gerekse de siyasal anlamda ülkemizi köşeye sıkıştırmaya çalışan Fetö terör örgütünün ağababalarına da bu halk gereken dersi vermiştir.
Bu ülkenin vatandaşlarının, iktidarının ve iradesinin üzerine bomba yağdıran,
Bu ihanetin planlayıcısı konumunda bulunan,
Bu ihanete ortak olan,
Haberdar olduğu halde buna göz yuman kim varsa bunun hesabını vermelidir.
Dün halkın üzerine bomba yağdıran, bunlarla ortak hareket eden kişilerin, bugün memleketin selameti için oy kullanacaklarını düşünmek en basit ifadeyle aptallık olur. Buna karşın henüz fırsat varken 16 Nisanda memlekete ihanet yönünde oy kullanacaklara da müsaade edilmemelidir.
15 Temmuzda atılan her bomba, sıkılan her kurşun ne ise, 16 Nisanda da bu hainlerin kullanacakları her oy o’dur. Hainlerin kullanacakları her oy, 15 Temmuzda atılan bombalardan daha çok etki bırakacaktır. Daha çok zarar verecektir.
15 Temmuz hainlerini konuşurken, bölücü terör örgütü PKK militanlarını ve yandaşlarını da ayırmamak gerekir. Bu yönde yapılacak her düzenleme bütün terör örgütü militanlarını ve destekçilerini mutlaka içerisine dahil etmelidir.
Unutulmamalıdır ki, şu an bir İstiklal ve İstikbal mücadelesi veriyoruz. Bu mücadele hem askeri alanda, hem de siyasi alanda devam ediyor.