Şiire karşı değilim. Fakat romantik teoloji, iyi müşterisi olan piyasa işi bir şeyden ibaret kanımca.
Aşk-ı ilâhî... Aşk-ı nebî.
Bunlar kadar vıcık vıcık hale gelen başka bir şey var mı bilmiyorum?
Aşk akıldan, mantıktan geçmek demek.
Gözü kör etmek demek.
Sermestlikle uyuşmak demek.
Oysa Allahı, alemi, dünyayı, ahreti anlamak için bize en çok lazım olan aklımız.
Gözler ve kulaklar açık lazım.
Allah, yüzlerce yerde, düşün, aklet, ibret al, gör, işit, bilinçli davran, ölçülü ol, tabiatın kanunlarına bak, geçmiş milletlerden ders çıkar, idrak et, şahit ol, yaz, tart, sor, sabret, affet, kanıtsız olmayanın peşine düşme, zannını gerçek sanma diyor...
Müttaki olun diyor. Bana aşık olun diyor mu?
Piyasada ne kadar çok fazla bu aşk lakırdısı.
Fakat mahremiyetsiz, esassız, harc-ı alem bağrılan birşey gibi. Ne kadar kolay bahsediyorlar bu aşkı ilahiden.
Allahı sevgisi?
O tabir de çok az yerde geçer. Ama içi bir çeşit sorumlulukla doldurulur.
Patalojik bir şartlanma hali, aşk veya sevgi diye anlatılmaz.
Sevmekten bahsediyorsanız somut bir şey yapın diyor Kuran: Size gelen mesaja uyun diyor. Allah arınanları sever diyor. Adaleti ayakta tutanları sever diyor.
Sevgiyi, buralarda aramak lazım.
Yani Allah'ın koyduğu yerde.