Oğuzhan TAN

Tarih: 18.01.2017 10:11

Müfredat

Facebook Twitter Linked-in

Okul müfredâtlarının değişmesi her zaman çok tartışmalı oluyor. Anlaşılan o ki taraflar müfredata çok büyük anlamlar yüklüyorlar. Müfredat, adeta cerayan eden bir savaşta cephenin tam ortasından geçen bir hat gibi. Yeri biraz değişince bir taraf seviniyor. Diğeri üzülüyor. Kanunların değişmesi de böyle. Bu değişimler, ihtiva ettikleri olumlu olumsuz yönler dışında skor tabelalarında farklı bir anlam ve değer kazanıyor. Filan kanun gelince adalet güneşi doğacak, yahut karanlıkta kalacağız sanıyoruz. Ama unuttuğumuz bir şey var: İnsanın adil olmadığı yerde bütün kanunlar zalimdir. İnsanlar adilse zalim kanunların kalıcı bir hükmü olmaz.

Müfredatta da benzer bir durum var. İnsanın insanlık vasfından ve erdemlerden uzak düştüğü yerde bütün müfredatlar cehalet talim eder.

Öyleyse müfredattan çok daha önemli olan şey, müfreadatın öğretildiği atmosferdir. Orada soluyan insanlardır. Zira biz çocukları, müfreadat denilen heyulaya değil, insanlara teslim ediyoruz.

Eğitim sürecindeki iletişimin dili, konusundan çok daha önemli ve etkilidir. İçten, sevgi dolu, telkincilikten, ezbercilikten, indoktrinasyondan uzak iletişim dilidir asl olan. Öğrenciye şahsiyet kazandıran da budur. Bu gün 'ne' anlatıldığı, insanın ileride 'nasıl' biri olacağını asla belirlemez. 'Ne' talim edildiği, ileride mesleki olarak 'ne' olacağınızı belirleyebilir. Fakat ileride 'nasıl' bir insan olacağınızı belirleyen, büyük ölçüde bugün size 'nasıl' davranıldığıdır.

'Ne' (öğretilen niceliksel bilgi), 'nasıl' (davranış ve düşuncedeki niteliği) yaratır sanmak, geleneksel eğitim anlayışımzın en büyük yanılgılarından.

Özellikle moral ve manevi değerleri 'ne' formunda belletmek, onları koflaştırmak ve ruhsuzlaştırmaktan öte geçmez.

Nesneleştirilmiş, maddeleştirilmiş informatik maneviyat eğitiminden, benimsenen bir ahlak değil; bellenen bir ideoloji çıkar.

Gerektiğinde hep birlikte tekrarlanabilir.

Fakat tek başına kalındığında pratiğe geçirilmez. Çünkü yaşanan şeydir sevilen, benimsenen ve nihayette gerçek bir ahlaki nosyona dönüşen.

Bu nedenle, müfredattan ziyade egitimdeki iletişim dili üzerinde çok daha fazla durmak gerek diyoruz


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —