Özellikle 2013 yılında, görünürde siyasi iktidara, fakat gerçekte Türkiye'nin egemenliğine karşı başlatılan Gezi Parkı Olayları ile heyecana kapılan Terör Koalisyonu, aradan geçen süre içerisinde istediğini bir türlü alamadı.
Bu üç yıllık süre zarfında, hem yapılan seçimlerde, hem çeşitli terör örgütlerinin amansız saldırılarında, hem de 15 Temmuz Darbe girişimi ile bir türlü istediğini elde edemeyen Terör Örgütlerini yöneten istihbarat örgütleri, bütün yöntemlere başvurmada bir an olsun tereddüt etmiyor. Zaman zaman toplumun farklı kesimlerinin tabanlarına yönelik gerçekleştirilen terör saldırıları çoğu zaman ters tepti. Hatta istenilenin aksine, toplumun farklı kesimlerinin, farklı siyasi görüşlere sahip grupların daha fazla kenetlendiği görüldü.
Gerçek mevzuyu anlamak için öncelikle terör saldırılarını bir bütün olarak ele almak gerekir. A taşeronu, B taşeronu sadece gerçek amaca ulaşmak için başvurulan araçlardır. Bu örgütler çoğu zaman bildiğimiz örgütler olabildiği gibi süreç içerisinde belli bir anda ortaya çıkan örgütler de olabilir. Bir kısmı bombalı eylem gerçekleştirir, bir kısmı canlı bomba eylemi gerçekleştirir, bir kısmı darbe teşebbüsünde bulunur. Daha başka bir kesimi de halkı isyana çağırır.
Özellikle son günlerde;
İstanbul Saldırısı,
Kayseri Saldırısı,
ve Büyükelçi Saldırısından eli boş dönen terör organizatörleri, Reina Gece Kulübü Saldırısı ile de toplumun farklı kesimlerinin tabanlarını harekete geçirmeye çalıştıkları apaçık ortada.
Basına yansıdığı kadarıyla İstanbul'da kahvehane kahvehane gezen Halkevlerine üye kişilerin harekete geçmek için Reina Saldırısını bekledikleri aşikar.
Ha bu arada; son günlerde yeni başlayan bir dizinin de bu tür kışkırtmaların, halkı isyana davet etmelerin bir parçası olduğunu söylemeden de geçemeyeceğim.
Şu an için en büyük tehlike Halkevleri ve Laiklik bayrağından nemalananlardır. Bu önemli tehlike, mutlaka kontrol altına alınmalıdır. Terör örgütlerinin saldırılarıyla bu ülkenin yok olmayacağını en aptal adam (tabirimi bağışlayın) dahi bilir. Fakat içten yapılacak bir kışkırtma daha tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Ki zaten özellikle 15 Temmuz Darbe girişiminden sonra istenen tek hedefte bu ....