Rusya ve Esed saldırıyor, dünya sessiz sedasız izliyor… Hastaneler, okullar, fırınlar, siviller bombalanıyor… Yüz binlerce insan abluka altında… Esed rejimi ve Rusya son bir haftada 520 hava saldırısı yaptı… Bu sürede 2500 bomba atıldı… 450 sivil hayatını kaybetti… Klor gazıyla insanlar katlediliyor… Bir medeniyet yok ediliyor… Ama kimsenin gözü görmüyor, kulağı işitmiyor, vicdanı sızlamıyor.
Nerede Amerika, nerede Avrupa birliği, nerede birlemiş milletler, nerede hümanistler demeyeceğim…
Nerede Arap birliği, nerede 50 küsür halkı Müslüman olan devletler, nerede İslam teşkilatı örgütü demeyeceğim….
Nerede insan hakları örgütleri, nerede insan hakları savunucuları, nerede adalet cemiyetleri demeyeceğim…
Nerede İslami vakıflar, dernekler, sendikalar, cemaatler, tarikatlar, medreseler, eğitim kurumları da demeyeceğim…
Burada sorgulanması gereken aslında kendi nefsimiz, vicdanımız, düşüncelerimiz ve eylemlerimizdir. Allah aşkına yukarıda sayılanlar vicdanımızı ne kadar rahatsız ediyor? Ne kadar uykularımızı kaçırıyor? O küçücük çocukların bomba seslerinden dolayı çıkardıkları korku çığlıkları kulaklarımızı ne kadar tırmalıyor? Evlatlarını kaybetmiş anne ve babaların ağıtları bizleri ne kadar ağlatıyor?
Sorgulanacak çok şey var ancak, bu sorguları bile artık yapamaz olduk. Kimseye bir şey diyemez olduk. Herkesin şu fani dünyada daha öncelikli meseleleri var. Kavgamızı, mücadelemizi, haykırışımızı sadece kendimiz için yapıyoruz. Sadece kendimiz için kazanıyor ve sadece kendimiz için harcıyoruz. Hepimiz birbirimizden bir şeyler bekliyoruz.
Bugüne kadar söylenecek her şey söylendi… Yazılacak her şey yazıldı… Çizilecek her şey çizildi. Her türlü planlar yapıldı… Ancak bir mesafe alınamadı. Bir şeyler ters gidiyor… Kanımca Sünnetullah’a aykırı şeyler yapıyoruz…
Peki nedir Sünnetullah? “Ey iman edenler, onlara karşı gücünüzün yettiği kadar – Allah’ın düşmanı ve sizin düşmanlarınızı ve bunların dışında Allah’ın bilip sizin bilmediklerinizi yıldırmak üzere – kuvvet ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda sarf ettiğiniz her şey, size haksızlık yapılmadan tamamen ödenecektir.” Enfal 60.
Ve son olarak, her ne kadar bizler görüp de görmemezlikten gelsek, duyup da duymamazlığa versek de her şeyden haberdar olan, her şeyi işiten ve gören rabbimiz şöyle buyurmakta: “Sakın, Allah'ı, zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma. Yalnız onlarla hesaplaşmayı gözlerin şaşkınlıktan donakalacağı bir güne erteliyor.” İbrahim 42.
