15 Temmuz darbe girişiminde ortalıkta görünmeyen bazı sahte kahramanların son günlerde piyasaya çıkmaya başladığını görüyoruz.
O karanlık gece, binlerce vatandaşımız yaralanırken, yüzlerce vatandaşımız Şehit olurken ve milyonlarca vatandaşımız sokaklara çıkıp tanklara, savaş uçaklarına, helikopterlere, silahlara ve darbecilere karşı direnirken ortada görünmeyen bu kişiler, son günlerde ekranlarda boy gösterdi oldu.
Belki de o gece tarihi bir fırsatı kaçırmış olmanın pişmanlığıyla televizyon televizyon gezen bu kişiler halkın göstermiş olduğu, halkın ortaya koymuş olduğu kahramanlık mücadelesinin üzerine çöreklenme çalışmaktalar.
Herkesin bildiği üzere ve takip ettiği üzere, son günlerde gündemi meşgul eden en önemli konu, ikinci darbe girişimi iddiasıdır.
Böyle bir girişim olur mu olmaz mı onu bilemiyoruz fakat; bizler zaten Reis'in verdiği talimatla bu mücadeleye 15 Temmuzda nokta değil, zaten virgül koymuştuk.
Nato ve ABD destekli bir darbe girişimi olduğu aşikar. Her şey bu şekilde ayyuka çıkmışken, terör destekçisi güçlerin suçüstü yakalandığı bir atmosferde, bundan sonra ülkemizi rahat bırakmayacaklarını zaten biliyoruz. Daha ilk günden itibaren bunun bir darbe değil, işgal girişimi olduğunu ve tehdidin ortan kalkmadığını sürekli haykırdık.
Üstad Necip Fazıl’ın söylediği gibi;
Ortada kimse yoktu biz sökerken bayırı,
Açıldı şimdi sahte mürşitler panayırı..!
Halkın canını ortaya koyduğu o günlerde, ortalıkta görünmeyen bir kısım kişiler, bu günlerde en çok konuşulan isimlerin başında geliyor. Bunlardan bir tanesi de ulusalcı, emekli bir Albay. Bu albay aynı zamanda, genel başkanı geçmişte teröristbaşı Öcalan’la yakın ilişkileri olmuş bir kişinin kurmuş olduğu partinin de genel başkan yardımcısı.
Bu emekli Albay; ikinci bir darbe girişiminin olacağını çok net bir şekilde bildiğini, çok net bir şekilde bilgi aldığını söylüyor. Ülke gündemi birkaç gün bu iddialarla meşgul olduktan sonra, yine bu Albay farklı bir Televizyon kanalına çıkarak 15 Temmuz gecesi Jandarma Genel Komutanlığı'nda 3 subayın 48 İl Jandarma Komutanlığını arayarak “bu darbenin bir Amerikancı Fethullahçı darbe girişimi” olduğunu söylerken, cümlesine şu şekilde devam ediyor.
-“Askeriyenin içerisindeki ülkesini seven bu insanlar, o gece darbe girişimini önledi!”
15 Temmuz gecesi ortalıkta görünmeyen, fakat asıl amacı selden odun kapmaya çalışmak olan bu subay, ilk programda 2.darbe iddialarıyla ülkeyi bir korku sarmalına sokmaya çalışmış, sonrasında ise;
-“Bakın işte bizim bu şekilde vatanını seven elemanlarımız var. Üç kişi dahi o gece darbe girişiminin önlenmesini sağladı. Bize daha geniş fırsatlar verilirse eğer, ikinci bir darbe girişiminin de olmasını önleriz.”
mesajını iletmeye çalışıyor.
15 Temmuz gecesi milyonların sokağa çıktığını görmeyen, binlerce insanımızın yaralandığını duymayan, yüzlerce şehidimizin olduğunu bilmeyen bu Albay, bugün çıkmış yeni kahramanlık örnekleri ortaya koyarak farklı kurumlarda, değişik makam ve mevki sevdasına düştüğü görülüyor. Halk canını ortaya koyarken, şahsi menfaat peşinde olan bu gafiller de yakın geçmişte tanıdığımız kişilerdir.
Böylesi bir köylü kurnazlığı ile makam, kadro ve rütbe sevdasına düşen bu kişilere gerektiği şekilde cevap verilmelidir.
Fetöden boşalan makamlar ve mevkiler, bu kişilere hiçbir şekilde emanet edilmemelidir. Haşhaşi zihniyetli, sahte Müslümanların ülkeye yaptığı tahribata hepimiz şahidiz. Şu aşamada yapılacak en büyük yanlış, bu zihniyet ile kanlı bıçaklı olan ulusalcı zihniyetin Fetö ile mücadelesidir.
Şahsi görüşüm şudur ki; bundan sonra askeriye içerisinden bir oluşumla yapılacak bir darbe girişimi Fetö eliyle değil, bu süreçte palazlanmaya çalışan ulusalcıların eliyle olacaktır.