Ak Parti Hükümetleri olması gerektiği gibi, bütün terör örgütleri ile topyekün mücadele ederken; geçtiğimiz süreçte CHP, sürekli Ak Parti IŞİD terör örgütüne destek veriyor suçlamaları yaptı. Sınır ötesinde belirlenen hedefleri vururken ve ülkemiz içerisinde de hücre evlerine baskınlar yaparken Ak Partiyi terör ile ilişkilendirmeye çalıştı. Bunu hem Türkiye kamuoyu, hem de ulusal kamuoyunda sürekli dillendirdi. Gel gör ki bu suçlamaları yaparken günden güne törör örgütü ile kucaklaşmadan ve siyasi sözcüleri ile ortak hareket etmeden kendisini alamadı.
Bu bir iddiadan öte, somut örneklerden yola çıkılarak yapılmış tespitlerdir. Bu süreçte yaşananlar adım adım izlenirse, tespitlerin ne kadar yerinde olduğu görülecektir.
-Geçtiğimiz Nisan ayında CHP sözcüsü Selin Sayek Böke bir gazeteye verdiği demeçte, “HDP’ye AK Parti’ye karşı cephe çağrısı yapıyorum” dedi. Nitekim, 7 Haziran seçimlerinde AK Parti tek başına iktidar olamayınca, CHP’li Şafak Pavey, Havalimanında karşılaştığı Demirtaş’a “Sizi kutluyorum. Birlikte iyi salladık” diyerek işbirliğini deşifre etti. Buna karşılık Demirtaş da “Hep birlikte daha iyisini başarırız” şeklinde karşılık verdi.
-Bunun yanında Kandilden de sürekli CHP’ye “ittifak yapalım” çağrıları yapılırken, CHP yönetiminden bu çağrılara herhangi bir tepki gelmedi.
-Sayın Kılıçdaroğlu Türkiyede Ankara saldırısı başta olmak üzere birçok saldırının sorumlusu olan PKK’nın Suriye kolu YPG ile ilgili olarak “Bizim için YPG terör örgütü değildir. YPG kendi vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşumdur.” şeklinde değerlendirmelerde bulundu.
-Kılıçdaroğlu, bir dizi inceleme yapmak üzere gittiği Diyarbakırda, barikat kuran, çukurlar açan, el yapımı patlayıcılar döşeyerek güvenlik güçlerimizi şehit eden terör örgütü mensuplarına, adeta parti teşkilatındaki üyelerine sesleniyormuş gibi “Barikatları kuran arkadaşlar. Eğer o Tahir Elçi’yi seviyorsanız o barikatları kaldırın” diye seslendi.
- CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ve kamuoyunda Rezidans Kraliçesi olarak anılmaya başlanan Gamze İlgezdi’nin PKK/PYD cenazesine katıldığı ve orada teröristler için gözyaşı döktüğü basına yansımasına rağmen, bu kişiler hakkında parti içi disiplin kuralları işletilmedi.
-Bir diğer CHP Genel Başkan Yardımcısı olan Bülent Tezcan, HDP Kongresine katılmış, PKK marşı okunurken saygı duruşunda bulunmuştu.
-Yine Sayın Kılıçdaroğlu geçtiğimiz aylarda PKK terör örgütünün basın yayın kuruluşu olan imc tv’ye katılarak oy aldığı seçmeni hayal kırıklığına uğratmıştı.
-Ve en son geldiğimiz noktada kısa bir süre önce bir televizyon programına katılan Sayın Kılıçdaroğlu hasta olan PKK’lı ve DHKP-C’li teröristleri cezaevlerinde ziyaret ettiklerini itiraf etmiş; buna karşılık da Adalet Bakanlığı CHP’nin 2016’nın ilk 5 ayında 43 PKK'lı, 19 KCK'lı, 7 DHKP-C'li, 12 THKP-C'li olmak üzere 81 teröristi ziyaret ettiklerini, bunlarında hepsinin hasta olmadığını kamuoyuyla paylaşmıştır.
Tabi bu tespitlerin yanında; parti içerisinden de bazı isimler CHP’nin bu şekilde PKK terör örgütüne yakınlığından rahatsız olmuş ve tepkilerini dile getirmeye başlamışlardır. Nitekim CHP’nin en önemli isimlerinden olan, eski genel başkan Sayın Deniz Baykal, çıktığı bir televizyon programında CHP’nin HDP’lileştiğinden yakınarak, “Türkiye'nin CHP'ye ihtiyacı var. Ama hangi CHP'ye? O bildiğiniz, bu memleketi kurtarmış, Atatürk'e ve onun düşüncelerine inanan, gerçek CHP'ye” diyerek tepkisini açık bir şekilde ifade etmişti.
Bilecik'in Vezirhan Belde Belediye Başkanı Mehmet Duymuş da yine partisi CHP'nin terör olayları karşısında milli ve yerli tutum takınmamasını eleştirerek partisinden istifa etmişti.
Yaşanan, söylenen tüm bu olaylardan sonra Sayın Kılıçdaroğlu katıldığı şehit cenazelerinde protesto edilmeye başlandı. Bu protestoların bir kısmı çok sert oldu. Bunları kabul etmek, onaylamak mümkün değil. Hele hele şehit cenazelerinde bu tür tabloların oluşması tasvip edilecek bir durum değil.
Fakat sayın Kılıçdaroğlu’nun yaşanan tüm bu olaylardan sonra şehit cenazelerine katılması provokasyon amaçlıdır. “Bu ülkeye Başkanlık sistemini kan dökmeden getiremezsiniz” gibi kaosa neden olabilecek türden açıklamalar yapan bir genel başkanın, toplumda başka türlü bir kaos oluşturma çabalarının olduğunu düşünmek haksız bir itham olmaz. Bir taraftan terör örgütü, siyasi sözcüleri ile arada sıcak rüzgarlar eserken, diğer taraftan şehit cenazelerinde boy göstermek düpedüz bir tahriktir.
Sayın Kılıçdaroğlu’nun “milletvekili makamında Atatürk portresini indiren milletvekili var” diyen Aylin Nazlıaka için işlettiği parti içi disiplin kurallarını, PKK’ya bulaşmış her kademedeki mensupları için de derhal uygulamalıdır. Aksi halde terör örgütü ile olan bu yakınlaşma, Atatürk’ün partisi olan CHP’yi çok farklı mecralara sürükleyecektir.
Kaynak:
http://www.sabah.com.tr/gundem/2015/11/20/chpli-gamze-akkus-ilgezdi-pkkli-cenazesinde
http://www.gunes.com/Gundem/ste-chpnin-terore-destek-belgeleri-678019
http://www.sabah.com.tr/gundem/2016/02/06/chp-pkkya-destek-cikiyor-dedi-istifa-etti
http://www.sabah.com.tr/gundem/2016/04/04/chpli-bokeden-hdpye-ak-partiye-karsi-cephe-olalim
http://www.ulke.com.tr/siyaset/haber/681796-iste-chpnin-ziyaret-ettigi-terorist-sayisi
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/baykaldan-hdplesen-chpye-tepki-134139h.htm
http://www.takvim.com.tr/guncel/2015/10/27/kilicdaroglundan-pkkli-kanalda-skandal-aciklama
http://www.sabah.com.tr/gundem/2015/11/20/chpli-gamze-akkus-ilgezdi-pkkli-cenazesinde