Ramazan ayında olmamız münasebetiyle bu aydaki yazılarımızı bu ayın ve bu ayda tutulan oruç ibadetinin faziletini anlatmaya hasrettik. Tabi bu ayın faziletini, bereketini ve mü’min gönüllerdeki sevincini ne kadar anlatsak da bitiremeyeceğimizin de bilincindeyiz.
Bir hadisi şeriflerinde Efendimiz as. şöyle buyurmakta: 'Ademoğlunun her ameli katlanır. (Zira Cenab-ı Hakk'ın bu husustaki sünneti şudur:) Hayır ameller en az on misliyle yazılır, bu yedi yüz misline kadar çıkar. Allah Teâla Hazretleri (bir hadis-i kudside) şöyle buyurmuştur: 'Oruç bu kaideden hariçtir. Çünkü o sırf benim içindir, ben de onu (dilediğim gibi) mükâfatlandıracağım. Kulum benim için şehvetini, yiyeceğini terk etti.'
Bizlere sayılamayacak kadar nimet bahşeden ve bu nimetlerine karşı bizlerden hiçbir ücret talep etmeyen Yüce Rabbimizin bu cömertliğini Ramazan ayında yine bu nimetler üzerinden müşahade ediyoruz. Şöyle ki; bunca nimeti 11 ay boyunca istifademize sunan, bu nimetlere ulaşma noktasında önümüze hiçbir engel çıkarmayan Rabbimiz, Ramazan ayında bu nimetlere beli bir süreliğine bilerek ve isteyerek ağzımızı kapamamızı, bu nimetlerden el çekmemizi istemekte. Bunun birçok sebebi var. Bunları başlıklar halinde sıralayacak olursak:
a) En başta ayeti kerimenin ifadesiyle korunmamız (takva sahibi olmamız) için.
b) Gelişi-güzel bir hayattan kurtulup disiplinli, düzenli verimli bir hayat sahibi olmamız için.
c) İrademizi kuvvetlendirip nefsimize, arzu ve isteklerimize galebe çalmak için.
d) Hem ruh hem de beden sağlığımız ve ahlak temizliğimiz için.
e) Sabır ve tahammül sahibi olmamız için.
f) Garip gurabanın halinden anlamamız ve hemhal olmamız için.
İşte bu güzelliklerin hayatımızda yer bulması ve bizlerde birer meleke halini alması için Rabbimiz, Ramazan ayında Müslümanlara oruç tutmalarını emretmekte. Oruç insanı yukarda saydığımız güzelliklere taşırken aynı zamanda Rahmeti Rahmana, Mağfireti Rahmana da yaklaştırmaktadır.
Bu ayda tutulan orucun sevabını bizzat Rabbimiz verecektir. Kişinin niyetine ve ihlasına göre amellerinin karşılık bulduğu ve bir hayırlı işe on misline bazen yedi yüz misline kadar karşılık verildiği Rabbimizin sevap terazisinde, oruç bununda üzeride bir karşılık bulacaktır. Çünkü, Rabbinin rızasına odaklanmış olan kul, en tabi gereksinimi olan yemesini ve içmesini O’nun rızasını kazanmak için terk etmiştir.
Bu haftaki yazımızı Efendimizin iki müjdesiyle noktalayalım:
'Oruçlu için iki sevinç vardır: Biri, orucu açtığı zamanki sevincidir; diğeri de Rabbine kavuştuğu zamanki sevincidir. Oruçlunun ağzından çıkan koku (halüf), Allah indinde misk kokusundan daha hoştur.''
'Cennette Reyyan denilen bir kapı vardır. Kıyamet Gününde o kapıdan ancak oruç tutmuş olanlar girer, onlarla birlikte o kapıdan başka hiç kimse giremez.
O vakit, ‘Dünyada iken oruç tutmuş olanlar nerededir?’ diye bir ses yükselir. Onlar gelir, Cennete o kapıdan girerler. Oruçluların en son kalanı da girince kapı kapatılır, artık başka hiç kimsenin girmesine müsaade edilmez. O kapıdan kim Cennete girerse ebedi olarak susuzluk çekmez.'