3-9 Kasım 'Organ Bağışı Haftası' nedeniyle yazılı açıklamada bulunan Anestezi ve Reanimasyon Uzm. Dr. Cenk Gacemer, Doku ve organ nakli, sağlıklı doku ve organların bir vericiden bir alıcının vücuduna nakledilmesi işlemi gördüğünü hatırlatarak Doku ve organ nakli ise beyin ölümü gerçekleşmiş vericilerden veya canlı vericilerden alındığını hatırlattı.
Doku ve organ nakli hakkında bilgi veren Dr. Gacemer,"Doku ve organ nakli, sağlıklı doku ve organların bir vericiden bir alıcının vücuduna nakledilmesi işlemidir. Doku ve organ nakli, beyin ölümü gerçekleşmiş vericilerden veya canlı vericilerden yapılmaktadır.
Tüm beyin ve beyincik ile hayati merkezlerin bulunduğu beyin sapı denilen bölgenin tamamının geri dönüşsüz olarak fonksiyonlarını kaybettiği ve mutlak ölümle sonuçlanan bir durumdur.
Nakledilebilen doku ve organlar nelerdir?
Nakli yapılabilen iç organlar; böbrek, karaciğer, kalp, bağırsak, pankreas ve akciğerken; kan, kök hücre, damar, deri, kemik, kornea, kalp kapağı nakli de yapılabilmektedir. Alıcılardaki hasarlı dokuları onarmak amacıyla kıkırdak, tendon ve ligamentler kullanılabilmektedir.
Dünya genelinde ve Türkiye’de gerçekleşen organ nakli sayısı nedir?
Dünyada 2021 yılı verilerine göre 144.302 nakil yapılmıştır. Türkiye’de 2002’den 2023 Kasım ayına kadar toplam 74.704 nakil gerçekleşmiştir. En sık nakli yapılan organlar sırasıyla böbrek, karaciğer ve kalptir. Canlı vericiden nakil, beyin ölümü gerçekleşen kişiden organ nakli yapılmasının ve başka etkin tedavinin mümkün olmadığı durumlarda, alıcının en az iki yıldır evli olduğu eşi ya da dördüncü dereceye kadar olan akrabalarından yapılabilir. Nakil gerektiren hastalığın evlilikten sonra tespit edilmesi durumunda iki yıldır evli olma koşulu aranmaz.
Türkiye’de kimler canlı doku ve organ bağışında bulunabilir?
18 yaşını doldurmuş, doku ve organ bağışı hakkında doktor tarafından bilgilendirilmiş, akli ve ruhi dengesi yerinde olan, evli olması durumunda eşinin bağış isteğinden haberi olan kişiler yaşamını sona erdirmeyecek ya da tehlikeye sokmayacak doku ve organlarını bağışlayabilirler.
Türkiye’de beyin ölümü gelişen vericiden doku ve organ bağışı nasıl yapılır?
Eğer beyin ölümü gerçekleşen kişi hayattayken vücudunun tamamını ya da belli doku ve organlarını bağışladığını resmi olarak vasiyet etmediyse veya bağış isteğini iki tanık karşısında belirtmemişse, beyin ölümü anında yanında bulunan eşi ve birinci derece akrabalarından birisinin, bunlar yoksa yanında bulunan herhangi bir yakınının izniyle bağış yapılabilir. Kornea gibi ölü bir insanın bedeni üzerinde değişikliğe sebep olmayan dokular aksine bir vasiyet yoksa alınabilir.
Organ bağışına neden ihtiyaç vardır?
Türkiye’de 2023 yılı itibariyle organ nakline ihtiyaç duyan 30.000 üzerinde hasta bulunmaktadır. Aynı yıl organ nakli bekleme listesindeyken vefat eden hasta sayısı 5.000’in üzerindedir. Organ bağışı, nakle ihtiyaç duyan insanların yaşamını uzatır ve iyileştirir. Organ bağışı sadece hayat kurtaran bir tedavi olmayıp insani dayanışmanın da bir örneğidir."dedi.
Organ bağışında bulunulacak yerleri açıklayan ve Diyanet İşleri’nin açıklamalarına değinen Gacemer, konuşmasını şöyle sürdürdü: "İl veya İlçe Sağlık Müdürlükleri, Devlet Hastaneleri, Üniversite Hastaneleri, Özel Hastaneler, Aile Hekimliği Merkezleri ve Toplum Sağlığı Merkezleridir.İki tanık huzurunda organ nakli isteği beyan edilerek organ bağış formu imzalanır ve organ bağış kartı alınır. Ayrıca sonradan bir karışıklık çıkmaması amacıyla ailenin de bu konuda bilgilendirilmesi tavsiye edilir.
Diyanet İşleri’nin açıklamalarına göre Kur'an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde, organ ve doku nakli konusunda sarih bir hüküm bulunmaktadır ancak İslam dininde, Kitap ve Sünnet'in delaletlerinden çıkarılmış umumî hükümler ve kaideler vardır. Kitap ve Sünnet'te açık hükmü bulunmayan ve her devirde karşılaşılan yeni meselelerin hükümleri, İslâm fakihleri tarafından bu umumî kaideler ile hükmü bilinen benzer meselelere kıyas edilerek çıkarılmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu 6.3.1980 tarih ve 396 sayılı kararı ile organ naklinin caiz olduğunu açıklamıştır. Yurdumuz dışında, çeşitli İslâm Ülkelerinin yetkili kişilerince de aynı yolda fetvalar verildiği bilinmektedir. Kur’an-ı Kerim Maide Suresi 32. Ayet’te ‘Kim bir insana hayat verirse onun tüm insanlara hayat vermişçesine sevap kazanacağı’ beyan olunmuştur."